Midyat Gazete

AK Parti'nin Diyarbakır mitingi

Genel

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (2) - "Her kim, bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasbetmeye kalkarsa karşısında önce beni bulur" - "Artık hiçbir terörist gelip halkın yakasına yapışamıyor, haraç alamıyor. Artık hiç kimse gelip Kürt kardeşimin evlatlarını zorla alıp dağa götüremiyor. Artık belediyenin önünde ağlayan Diyarbakırlı anneler var mı?"

DİYARBAKIR (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her kim, bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasbetmeye kalkarsa karşısında önce beni bulur." dedi.

Erdoğan, partisince Diyarbakır İstasyon Caddesi'nde düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.

Göreve geldiklerinden bu yana Diyarbakır'a yaptıkları hizmetleri anlatan Erdoğan, Diyarbakır'da şu ana kadar 350 taş evin inşasına başladıklarını, tüm taş evlerin bir yıl içinde hak sahiplerine teslim edileceğini söyledi. Turistlerin bu taş evlere akın edeceğini belirten Erdoğan, "Terörün kol gezdiği buralarda inşallah bundan sonra turistler gezecek." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırklar Dağı'na yapılan çirkinliği yıktıklarını ifade ederek, "Örgüte, örgütün adamlarına peşkeş çekip, sizin ziyaret mekanınızı betona boğdular. Buradan kazandıkları parayı da örgüte gönderip, size kurşun olarak, bomba olarak geri çevirdiler. Biz ne yaptık, bunların hepsini yıktık. Diyarbakırlıya yapılan bu büyük saygısızlığı ortadan kaldırdık." şeklinde konuştu.

Tarihi köprüleri restore ettiklerini, ecdad yadigarı eserlere sahip çıktıklarını, Diyarbakır il sınırları içindeki demiryollarını yenilediklerini, Diyarbakır'ı hızlı trenle buluşturmak için çalışmalara başladıklarını bildiren Erdoğan, GAP'ın en önemli illerinden Diyarbakır'ı sulama projeleriyle ihya ettiklerini, 7 barajın inşaat çalışmalarının devam ettiğini, Diyarbakır'ın çılgın projesi Silvan Barajı ile 2 milyon 350 bin dekar zirai arazinin sulanacağını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Kemal diyor ki 'Çiftçiler fakirlikten ne hale geldi bak.' diyor. Bay Kemal, Diyarbakır'dan sesleniyorum, İnce İnce, Bay Muharrem'e de sesleniyorum. Diyarbakır'da bugüne kadar tarımsal desteğimiz yaklaşık 4 katrilyon lira oldu. Ah ah, bunlar konuşuyor. Makaram sarı bağlar, kız oynar gelin ağlar." dedi.

Diyarbakır'ın sadece yatırım değil, huzurun da kıymetini çok iyi bildiğini söyleyen Erdoğan, Diyarbakır'ın, "diyarı huzur" olmasını istediklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Diyarbakır ile birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur doludur. Hükümetimiz ve başta İçişleri Bakanımız Sayın Soylu olmak üzere, tüm emniyet güçlerimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, bölge halkının huzuru için ellerinden geleni yaptılar. Güvenlik korucularımız el ele verdiler, hepsini yaptılar. Bugün devlet hiç olmadığı kadar halkının yanındadır." diye konuştu.

Uzun bir süreden beri hiçbir Kürt vatandaşın, sadece Kürt olduğundan dolayı mağdur edilmediğini, her Kürt'ün bu memlekette, her Türk'ün, her Arap'ın her Laz'ın, her Çerkez'in, her Boşnak'ın sahip olduğu haklar neyse istisnasız hepsine sahip olduğunu kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her kim, herhangi bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasbetmeye kalkarsa karşısında önce beni bulur. Artık hiçbir terörist gelip halkın yakasına yapışamıyor, haraç alamıyor. Artık hiç kimse gelip Kürt kardeşimin evlatlarını zorla alıp dağa götüremiyor. Artık belediyenin önünde ağlayan Diyarbakırlı anneler var mı? Hamdolsun, artık hiç kimse gelip esnafımızın kepengini kapattıramıyor, ticaretine engel olamıyor. Artık hiç kimse evde, sokakta, hayatın her alanında Kürt kardeşimin tepesine binip, ensesinde boza pişiremiyor. Zorla, tehditle herhangi bir şey yaptıramıyor.

Bütün bunları sizler için yaptık, sizin özleminiz, diyarı huzur değil miydi, işte bu huzur ortamının sağlanması değil miydi? Çocuklarınız rahatça okula, işine gitsin, dağa kaçırılma korkusu yaşamadan akşam evine dönsün istemiyor muydunuz? Kimse gelip sizi haraca bağlamasın, kimliğiniz üzerinden siyaset yapıp sizi marjinal ideolojilerin aracı hale getirmesin istemiyor muydunuz? Ana diliniz, siyasi istismar aracı haline dönüşmesin istemiyor muydunuz? Ana dilinizi her yerde serbest kullanabiliyor muydunuz? Şimdi var mı engel olan? Dininizin, inancınızın gereklerini serbestçe yerine getirebiliyorsunuz değil mi, var mı engel olan? Ret ve inkar politikalarından eser kaldı mı, bunları kim kaldırdı? Görevimizi demek ki yaptık. Hamdolsun artık, kimliğinizin ve inancınızın önünde hiçbir yasak yok. Yasak olan tek şey var, o da sizin özgürlüklerinize, hayat hakkınıza, eğitim hakkınıza, sizin iş yapma hakkınıza yönelik terörist saldırılardır. Biz buna izin vermemekte kararlıyız."

(Sürecek)

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.