Ankara İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince, Ankara'nın Akyurt ilçesinde bal imal eden firmalara yönelik çalışma yapıldı. Çalışma kapsamında yapılan operasyonda, piyasa değeri yaklaşık 960 milyon lira olan, çeşitli markalara ait 100 bin bal etiketi, 3 bin 650 ton glikoz şurubu, 2 bin 500 ton fruktoz şurubu, 2 bin ton şeker olmak üzere toplam 8 bin 150 ton glikoz, fruktoz ve şeker ele geçirilmişti.

Basın mensuplarıyla bir araya gelen Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, yapılan operasyonun arıcılık sektörü için çok önemli olduğunu belirtti.

Arıcılık sektörünün en büyük sorunlarından biri olan balda sahtecilik olduğunu söyleyen Şahin, "Ülkemiz 9,2 milyon koloni varlığı ve 114 bin ton bal üretimiyle dünyada ikinci sırada yer alan arıcılıkta stratejik bir öneme sahip olan bir ülkedir. Ülkemiz üç kıtanın birleşiminde yer aldığı için; bu üç kıtayı da temsil edecek şekilde bal veren bitki ve endemik bitki türüne sahiptir. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) olarak dünyada lider olma yolunda ilerleyen arıcılık sektörünü temsil eden en büyük sivil toplum kuruluşuyuz. TAB olarak kurulduğumuz günden bu yana her zaman birinci önceliğimiz üreticilerimizin ve tüketicilerimin menfaatlerini korumak ve gözetmek olmuştur.Bu kapsamda da özellikle ballarımızın kimliklendirilmesi konusunda 15 yıldır projeler yürütmekteyiz. Bu projelerden elde ettiğimiz sonuçlarla; Ulusal ve uluslararası standart/tebliğlerin hazırlanmasında önemli katkılar sağladık. Dünyadaki prestijli dergilerde değerli ballarımızla ilgili makalelerin yayınlanmasının önünü açtık. Coğrafi işaret sürecine kaynaklık edecek bilimsel literatür oluşmasına katkı verdik." dedi.

"Bugünkü toplantımızın öznesini; yüzyıllardır hem gıda hem de ilaç olarak kullanılan bal oluşturmaktadır"

Açıklamasının devamında Şahin, "Bugünkü toplantımızın öznesini; yüzyıllardır hem gıda hem de ilaç olarak kullanılan bal oluşturmaktadır. Balın içeriğini oluşturan bileşenlerin büyük bir kısmı bitkilerden gelmekte; sonrasında bal arısı da kendi enzimlerini ekleyerek balı oluşturmaktadır. Bir arı tek seferde 70 miligram balı taşıyabilmekte yani bir gram balı yaklaşık 15 arı üretmektedir. Bir kilogram balı üretebilmek için ise, arı 5 buçuk milyon çiçeği ziyaret etmektedir. Unutmayalım ki! Balı, bal yapan bal arısıdır ve gerçek balın formülü sadece bal arısında vardır. Arıcı balı üretebilmek için; 8-10 ay boyunca ülkenin çeşitli bölgelerinde, kırsal alanda, arıların bakımını yapar. Bütün yıl doğal şartlarla mücadele ederek bal üretmek için emek harcar ve binlerce kilometre yol kat eder. Arıcı insanoğlunun yaşamının sürdüremediği koşullarda; arıcılık faaliyetini yaparak, geleceğini idame ettirme uğraşındadır." ifadelerine yer verdi.

"Bir kilogram balın maliyetinin 2024 yılında 261 TL'dir"

Yapıcıoğlu: İşgal rejiminin oluşturduğu tehdide karşı ihtilafları bir kenara bırakmalıyız Yapıcıoğlu: İşgal rejiminin oluşturduğu tehdide karşı ihtilafları bir kenara bırakmalıyız

"Tüm dünyada yasal mevzuatlarda balın orijinalliğini korumak amacıyla; bala dışardan bir madde eklemek ve balın yapısından herhangi bir bileşeni çıkarmak sahtecilik olarak kabul edilmektedir." şeklinde belirten Şahin, şunları aktardı:

"Sahteciliğin iki çeşidi vardı. Taklit ve tağşiş. Taklit ürünler; arı görmeden tamamen suni şekilde çeşitli şeker şurupları bala benzetilerek üretilen ürünlerdir. Tağşiş ürünler ise; üretim ya da depolama sırasında yaşanan bazı uygunsuzluklar sebebiyle mevzuata uymayan ürünlerdir. Ülkemizdeki arıcılarımızın bin bir zahmetle ürettiği bir kilogram balın maliyetinin 2024 yılında 261 TL olduğunu bir önceki basın toplantımızda açıklamıştık. Ancak piyasaya bakıldığında; bu maliyetin altına satılan çok fazla ürün bulunduğu görülmektedir. Bu ürünlerin birçoğu biraz önce bahsetmiş olduğumuz taklit ürünlerdir. Bu ürünler arı görmeden tamamen fabrikasyon şekilde üretilen ve gıda güvenliğini tehdit eden ürünlerdir.  Bu ürünler yüzünden arıcımız kıymetli ballarını hak ettiği değerden pazarlayamamakta, tüketicilerimiz de gerçek bala ulaşamamaktadır. Arıcılıkta; bal üretimi bizim işimiz; fakat sahanın denetimi Tarım ve Orman Bakanlığının görev alanı içerisindedir. Mevcut duruma bakıldığında; şimdiye kadar uygulanan metot ve yöntemlerin sahte ürünlerin engellenmesi için yeterli olmadığı görülmektedir.  Bu nedenle; taklit ve tağşişin önünü geçerek; gerçek balın piyasada hakim olmasını sağlamak için Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği olarak Bakanlık ve Üniversite ortaklığında Balda Tağşiş Projesi hayata geçirilmiştir. Projede geliştirilen metotlar Bakanlığın ilgili laboratuvarlarında da kullanılmaya başlanmıştır."

"Bal 200’den fazla bileşeni olan kompleks bir üründür"

Geçtiğimiz günlerde yapılan sahte bal operasyonu arıcılar için bir umut ışığı olduğunu belirten Şahin, "Bundan sonrası için de en büyük temennimiz bal adı altında satılan sahte ürünlerin sektörden tamamen silinmesidir. Bu kapsamda yetkililerden taleplerimiz, üreticilerimizin ve birliklerimizin beklentileri bulunmaktadır. Biz arıcılarımız adına; balda sahteciliğin önüne geçilebilmesi için kovandan sofraya izlenebilirlik yani arı ürünlerinin kayıt altına alınmasını kamudan talep ediyoruz. 2009 yılından beri kovanlarımız AKS sistemi ile dünyaya örnek olacak şekilde kayıt altındadır. Her bir kovanda olan plaka ile o kovandan üretilen ürünler kayıt altına alınabilir ve böylece kayıt dışı ürünlerin önüne geçilebilecektir. Bal 200’den fazla bileşeni olan kompleks bir üründür. Dolayısıyla sahteciliğin tespit edilmesi de zordur. Bu sebeple dünyada uygulanan NMR cihazı gibi cihazlar kullanılarak etkin şekilde denetim yapılmalıdır. Bundan sonraki süreçte de; sahteciliğin önüne geçilebilmesi için şüpheli firmaların resmi ya da gayri resmi olarak ürün dolumu yaptığı tüm firmalar da takibe alınmalıdır. Sahte bal operasyonunda 100 bin etiketin ele geçirildiği basında yer bulmuştur. Bu noktada, etiketi ele geçirilen bu firmaların hangi firmalara ait olduğu ve bu firmalara uygulanan cezai yaptırım olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Ele geçirilen ve sahte olduğu ilan edilen bal olmayan ancak bal adıyla piyasaya sürülen bu ürünlerin halen market raflarında yer aldığına dair kuşkularımız bulunmaktadır. Sahte bal üretimi yaptığı belirlenen firmalara ait ürünlerin, piyasadan ivedilikle toplatılmasını ve imha edilmesini talep ediyoruz." şeklinde belirtti.  

"Daha ne zamana kadar bu sahtekarlığa tahammül edilecektir?"

Son olarak Şahin, "Bal dolumu yapan tesislerin aynı zamanda helva, reçel ve benzeri ürünlerin üretimi yapmasının önüne geçilmelidir. Daha ne zamana kadar bu sahtekarlığa tahammül edilecektir? Arı yetiştiricilerimizin sabırları deneniyorsa; biliniz ki üreticinin sabrı kalmamıştır. Hiç kimse üreticilerimizi sokakta hak aramaya zorlamasın. Biz bal ihraç eden bir ülkeyiz, ihraç ettiğimiz ülkelerin gıda güvenliği kriterlerine uyum göstermekteyiz. Dolayısıyla, kendi insanımıza karşı sorumluluk anlayışımızın bir gereği olarak; ileri teknoloji analizlerin yurtiçi pazar için de kullanılmasını beklemekteyiz. Sahte üretim yapan firmalar üreticimizin alın terini gasp etmektedir. Bu gaspın önüne geçilmesi için TAB olarak bugün aramızda bulunan tüm İl Birlik Başkanlarımızla bir karşı duruş gösteriyoruz. İlerleyen günlerde gerekirse arıcılarımızla birlikte; daha büyük karşı duruş göstermekten çekinmeyiz." diye konuştu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha