Üsküdar Üniversitesi'nden bağımlılık tedavisinde kriz yönetimi değerlendirmesi:

- Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan:- "Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse, böyle durumlarda herhangi bir şekilde madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor. Kişinin kriz anını yönetebiliyor olması gerekiyor ki hastanede bunu yapıyoruz"

EKONOMİ 30.07.2022, 10:38
Üsküdar Üniversitesi'nden bağımlılık tedavisinde kriz yönetimi değerlendirmesi:

İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağımlılıkta kişinin bağımlı olduğu maddenin esiri olduğunu belirterek, "Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor." ifadelerini kullandı.

Üsküdar Üniversitesi açıklamasında görüşlerine yer verilen Tarhan, bağımlılığın İngilizce'deki karşılığının addiction olduğunu aktararak, "Addiction'ın Türkçe'deki karşılığı bağımlılık değil, 'tutsaklık'. Maddenin esiri oluyorsunuz. Kendi öz iradenizle değil, madde sizin hayatınızda ön plana geçiyor. Madde sizi yönetiyor. Bu durum da bağımlı ve tutsak oldunuz demek oluyor. Tutsaklık, en şiddetli olanı. Daha sonra 'dependence' var yani 'bağlılık'. Bu biraz daha zayıf bağımlılıktır. Fizyolojik bağımlılık, psikolojik bağımlılık tarzındadır." değerlendirmesinde bulundu.

Bağımlılığın genellikle düzelebilen bir beyin hastalığı olduğunu belirten Tarhan, şunları kaydetti:

"Tam iyileşmiyor ama düzeliyor. Kişi, hastalığı geçirdikten sonra, eğer yaşam şartlarını uygun hale getirirse bir daha hiç nüksetmeyebilir. Ama her zaman nüks potansiyeli olan bir hastalık. Atak düzeliyor, kişi bağımlılıktan kurtuluyor. Mesela kişi, bir kere bağımlılıktan kurtuluyor. Anne ve babası ayrılıyor, üzülüyor. Babasının yanında kalıyor. Babası onunla suçluluk duygusunu uyandırıcı, yargılayıcı konuşmalar ve duygu sömürüsü yapıyor.

Çocuk, buna üzülüyor. Yolda giderken babası aklına geliyor. Bıraktığı maddeyi, hemen orada tekrar alıveriyor. Neden? Çünkü beynimiz stres altında seratonin maddesi üretiyor. Seratonin azalıyor, azalınca self medikasyon dediğimiz, kendi kendini rahatlatma, kendi kendini tedavi etme davranışıyla seratonini artıran bir arayış içine geliyor."

Tarhan, beynin öğrendiği en kolay yolun, elinin altında olan bir maddeyi almak ve ona yönelmek olduğunu belirterek, "Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse, böyle durumlarda herhangi bir şekilde madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor. O nedenle bağımlılık tedavisinde psiko eğitimi almış olması lazım. Kişinin kriz anını yönetebiliyor olması gerekiyor ki hastane de bunu yapıyoruz.

Kişi krizi yönetemediği için tekrar maddeye başlıyor. Onun için madde bağımlılığı, kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor. Kişi, şeker hastası oluyor. Şeker hastası olduğunu öğrendikten sonra, yediğine, içtiğine, kalktığına dikkat ediyor. Şeker, artık onun için hayatında sorun olmuyor. Akıllı kişiler, yaşamını ona göre ayarlıyor. Maddeyi bırakanlar da hastanelerde tedavi oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tedavi sonrası takip önemli"

Madde bırakma tedavisinin çeşitli yöntemlerle kolay bir şekilde olduğunu kaydeden Tarhan, "Tedavi sonrası takip önemli. Günümüzde dijital takip sistemleri var. Hasta kontrole gelmediği zaman, telefonuna mesaj gidiyor. Hasta da hazır oluyor. Bir nevi müdahale ediliyor. Hemen uzman yardımı alınıyor. Biz hastane yönetim sistemi patentini aldık. Bunu uygulayacağız. Şu an akıllı telefonlar üzerinde uygulama olmadan bu takibi gerçekleştiriyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Kişinin yaşam amacının olması önemli"

Madde kullanımında çocukluk çağı travmalarından sonra kronik depresyonu olanların yatkın olduğunu belirten Tarhan, "Orta şiddette depresyon ve mutlu olmayı başaramayan mutsuz, karamsar, pesimistik kişilerdir. Bu kişiler devamlı stres halinde olduğu için maddeyi bir sığınak ya da sığınacak liman gibi görüyorlar. Maddeyle kendilerini kandırırlar. Sahte bir rahatlatıcıdır. Beyine sahte bir rüşvet veriyor ve o anlık rahatlıyor. Maddenin tesiri daha kötü oluyor tabi." ifadelerini kullandı.

Tarhan, bağımlılığın gelişmesinde yanlış anlam arayışının da etkili olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Kişinin yaşam amacının olması önemli. Bağımlı hastaların bir kısmında anlam arayışı eksikliği olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Yaşamak için nedeni olmamak demek hayatta yaşamak için anlamının olmaması demek. Gelecek ile ilgili hedefinin planlı olmaması demek. Anomi yani normsuzlık bu çağın hastalığı. Sonuçta bağımlılıkta kişinin yaşam felsefesi önemli.

Bağımlılık, karaciğer, kalp, mide ve bağırsak olmak üzere pek çok organa zarar veriyor. En çok da beyinde hasar oluyor. Beyinde hafıza bozuklukları oluyor. Beyindeki bozulan alanlara göre uzun süredir madde kullanan kişilerde erken bunama olur çünkü beyin küçülüyor. Alkol, bağımlılığa yol açan toksik maddelerin tümü hücre zehridir. Bunlar beyin hücrelerini zehirliyorlar. Beyinde gerekli olan tüm kimyasalları kana pompalıyorlar, geçici bir doping gibi rahatlıyor. Kişi madde kullandıktan sonraki üç hafta kötü oluyor. Elini kaldıracak hali kalmıyor.

Bağımlılığın en büyük belirtisi kontrol kaybı. Kişide kontrol kaybı varsa tanı koyuluyor. Kişi hayatı üzerinde ve maddeyle ilgili kontrolü kaybediyorsa bağımlılık başlamıştır. Kişinin bir maddeyi planladığından uzun süre kullanması, ailesini ihmal etmesi ve hayatının kontrolden çıkması dikkate alınmalıdır. "

- "Bağımlılıkta iç kontrol bozuluyor"

Bağımlılıkta kişinin iç kontrolünün bozulduğunu kaydeden Tarhan, "Kişide iki türlü kontrol vardır: İç ve dış kontrol. İç kontrol kişinin kendi gemisinde kaptan olabilmesidir. Bir kimse kendinin kaptanı olamıyorsa ona yardımcı kaptan verilir. Bağımlılık tedavisinde de bu yaklaşım vardır. Dümen birdenbire elinden alınmaz önce yardımcı kaptan verilir. Hastaya terapi ve tedaviler uygulanır. Hasta arınır. Tedavinin ardından kendini kontrol edecek hale gelir. Hastaya bu süreçte yeniden maddeye başlaması halinde yaşayacağı olası sonuçlar anlatılır. Kişide farkındalık oluşturulur." ifadelerini kullandı.

Tarhan, bağımlılık tedavisinde aile desteğinin de önemli olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Burada ailelerin yaklaşımı ve sosyal destek çok önemlidir. Kliniklerde sosyal çalışmacılar vardır. Sosyal çalışmacı tedaviden sonra takibi yapar. Hastayı arar. Bu yapılmadığında bağımlılık yeniden nüksedebilir. Bağımlılık gelişiminde anne ve babanın ebeveynlik stili de önemli. Özellikle anne ve baba tutum hataları var. Sevgi çok, gevşek disiplin var ya da tutarsız disiplin var. Çocuk kurallı hayatı öğrenememiş, sorumluluk duygusunu öğrenememiş. Özgürlüğü öğrenmiş, sorumluluğu öğrenememiş. Sorumsuz yaşayınca da nerede duracağını bilmiyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviye bağımlılıkta risk grubu oluşturur.

Bağımlılığın önlenmesinde alınacak koruma çalışmaları önemli. Birincil koruma için çalışma yapmak, ikincil koruma riskleri ortadan kaldıracak önlemleri almak, üçüncül koruma da nüksetmesini önlemektir. Üçüncül koruma maalesef Türkiye'de zayıftır. Bunları yapmadıkça bağımlılık grafik olarak hızla artıyor. Türkiye'de de artıyor, dünyada da artıyor ama Türkiye'deki dünyanın ortalamasından daha fazla artıyor."

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
11
açık
Günün Anketi Tümü
Midyatgazete.com'un En Çok Hangi Hizmetinden Faydalanıyorsunuz?
Namaz Vakti 05 Mayıs 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 48
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 34 39
12. Deportivo Alaves 34 39
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 33 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Günün Karikatürü Tümü