"Türkiye'de 'akıllı' işler yapmak zorundayız"

İSTANBUL (AA) - Boyner Grup Üst Yöneticisi (CEO) Cem Boyner, "İnovasyon özgür düşünebilen, birey olmayı hedefleyen, sürüden ayrı durmaktan korkmayan kişi ve ekiplerden çıkıyor. Farklılık ve birey olma kültürünü iş hayatına eklemeden inovasyon olmuyor." dedi.

DataExpert ile Fortune Dergisi iş birliği ile düzenlenen CMO Summit 2018 etkinliğinde konuşan Boyner, Boyner Grup'daki çalışma hayatının hep alışılmamış şeyleri denemek perakende ve iş dünyasındaki ezberleri bozmakla geçtiğini söyledi.

Boyner, "Aynı süreçte yenilikler Boyner Grup'un iş yapış biçimi kültürü haline geldi. Bunu hep Türkiye'ye özgü koşulları içerisinde bugünün ihtiyaçlar ve geleceğin nasıl olacağını tarif etmeye çalışarak yaptık. Yapabildiklerimizi Türkiye'de yapıyoruz." diye konuştu.

İnovasyonun özgür düşünebilen, birey olmaya hedefleyen, sürüden ayrı durmaktan korkmayan kişi ve ekiplerden çıktığını belirten Boyner, "Farklılık ve birey olma kültürünü iş hayatına eklemeden inovasyon olmuyor. Ne şirkette ne ülkede." açıklamasında bulundu.

Boyner, sizi ve şirketinizin iş yapma şeklini eleştiren yeniyi ve farklıyı hedefleyen alışılmış kuralları sorgulamayı hayat tarzı haline getiren kişi ve ekiplerin serpilmesini sağlamadan inovasyon ve sıçrayarak yürüyüp büyümeyi sağlanamadığını söyledi.

Boyner Grup'ta bugüne kadar bir nebze olsun yeni şeyler yapıldıysa iş yerinde demokrasi kültürü yaratabilme sayesinde olduğunu belirten Boyner, yapamadıklarının da bu alanda eksikleri olduğunu belirtti.

- "Uzun zamandır yurt dışı perakende gruplarından ilgi görüyoruz"

1970'lerde iş hayatına atıldığını, perakendenin başarısı için kuralların çok belli olduğunu belirten Boyner, şunları kaydetti:

"Çok güzel bir yerde dükkanınız olacak. İçini harika ürünler ile dolduracaksınız. Çok iyi servis vereceksiniz müşteriye, dekorasyon iyi olacak. Birde cafe-restorant ekleyebiliyorsanız formu bu. Buydu. 1970-1980-1990-2000-2010-2020... Ne kadar gider müşteri ile ilişkiniz sabah 10.00 akşam 22.00 arasındaysa en iyi müşteriniz size ayda 3 kere gelsin. Senede 36 kere. 36 kere dokunuyorsak müşteriye bu eskiden çalışıyordu. Şimdi 7 gün 24 saat zaten o müşteri bende iken çok uyarı alıyor. Müşteri bende iken bende değil ki. Bendeyken başka bir yerde. Bu düşündüğümüz formül.

10 yıl öncesindeki dünya ile şimdiki bireysel düşünmenin önemi aslında siyah-beyaz kadar yüzümüze patladı zaman içerisinde. Ortalamaya konuşmak, ortalamaya göre hareket etmek, kitlelere uygun formül geliştirmek artık çoktan bitti. Uzun zamandır yurt dışı perakende gruplarından ilgi görüyoruz. Hopi'de yavaş yavaş gözümüzü açmaya başladık. İşbirliği önerilerini değerlendirip yurt dışına açılalım diye baya örgütlendik. Bunun ilk işi olarak Türkiye'deki organizasyonumuzuda değiştirdik. Hopi Türkiye ve Hopi International olarak ikiye ayırdık. Çünkü çok ciddi ilgi görüyoruz yurt dışından. Türkiye'de hiç birşey otomotiğe bağlanmadığı için böyle olmak zorundayız. Burası Türkiye burada toptan gözünü 1 dakika ayırırsan top yüzüne patlar. Burada gemi sallanırken geniş adımlar ile yürümek lazım düşmeyesin diye."

Boyner, Türkiye'de çok akıllı ve çok inovatif işler yapmak zorunda olduklarını belirterek, "Yapmazsak aslında bugünün yarının ve devamının aslında bir garantisi yok. Onun için bizim bize ait, bizim olan yerli fikirlere ürünlere çok ihtiyacımız var. Bugün üyelerimizin yüzde 80'i lokasyon izni veriyor." ifadelerini kullandı.